Önerilen Atıf/ Suggested Citation
Gürdin, B. (2019). Kokunun Tüketici Satın Alma Davranışı Üzerindeki Etkisi, İşletme Araştırmaları Dergisi, 11 (3), 2160-2175.
İŞLETME ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
JOURNAL OF BUSINESS RESEARCH-TURK
2019, 11(3), 2160-2175
Kokunun Tüketici Satın Alma Davranışı Üzerindeki Etkisi1
The Effect of Olfactory on Consumer Purchase Behavior
Bahar GÜRDİN
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Türkiye. bahargurdin85@gmail.com
MAKALE BİLGİSİ ÖZET
Anahtar Kelimeler:
Duyusal Pazarlama
Nöropazarlama
Koku
Tüketici Davranışı
Satın Alma Kararı
Gönderilme Tarihi 8 Ağustos
2019
Revizyon Tarihi 12 Eylül 2019
Kabul Tarihi 15 Eylül 2019
Makale Kategorisi:
Araştırma Makalesi
Amaç – Kokunun tüketicilerin satın alma kararlarında düşünülen etkiyi oluşturup
oluşturmadığının belirlenmesi.
Yöntem – Gerçekleştirilen çalışmada, veri toplama yöntemi olarak online anketten yararlanılmıştır.
Verilerin tasnif ve analizi, SPSS 22 paket programı ile gerçekleştirilmiştir.
Bulgular – Gerçekleştirilen çalışmaya 144 kadın, 198 erkek katılımcı katılmıştır. 18-25 yaş
aralığında yer alan katılımcıların, satın alma kararlarını verirlerken kokudan etkilenip
etkilenmedikleri konusunda net bir görüş belirtemediği fakat kişisel bakım ürünleri tercihlerinde
kokunun çok önemli olduğu görülmüştür. Ayrıca katılımcılar, bir ürünü beğenseler bile ürün kötü
bir kokuya sahipse almayacaklarını ve alacakları bir ürünün kokusunu da rahatlıkla
anımsayabileceklerini dile getirmişlerdir. Buradan genel olarak katılımcıların aslında satın alma
davranışı gerçekleştirirken kokuyu dikkate aldıkları görülmektedir. Kokunun satın alma davranışı
üzerindeki etkisine cinsiyetler açısından bakıldığında ise kadınların satın alma davranışı
gerçekleştirirken erkeklere nazaran kokuyu daha fazla dikkate aldığı görülmüştür.
Tartışma – Çalışmaya göre koku faktörü, tüketici satın alma davranışlarını cinsiyet bazında
etkilerken gelir bazında herhangi bir değişikliğe sebep olmamaktır.
ARTICLE INFO ABSTRACT
Keywords:
Sensory Marketing
Neuromarketing
Olfaction
Consumer Behaviour
Purchase Decision
Received 8 August 2019
Revised 12 September 2019
Accepted 15 September 2019
Article Classification:
Research Article
Purpose – In the study, was tried to determine whether odor creates the expected impact on
consumers’ purchase decisions.
Design/methodolgy/approach – Online survey method was used as a data collection method. The
classification and analysis of the data were carried out by SPSS 22 package program.
Findings – 144 women and 198 men participated in the study. It was seen that participants in the
18-25 age range could not give a clear idea as to whether they were affected by the smell when
making their purchasing decisions, but it was found that the smell was very important in their
personal care products preferences. In addition, the participants stated that even if they liked a
product, they wouldn’t buy it if they had a bad smell and they could easily remember the smell of
a product they would buy. In general, it is seen that the participants actually take the odor into
consideration when carrying out purchasing behavior. When the effect of odor on purchasing
behavior in terms of gender is considered, it is seen that women pay more attention to smell when
buying behavior than men.
Discussion – The odor factor affected consumer buying behaviors on the basis of gender, but did
not cause any change in income.
GİRİŞ
Teknolojik gelişmelerle birlikte pazarlama karması elemanlarında gerçekleşen değişim, beraberinde tüketici
davranışlarında da aynı hızda bir değişimi meydana getirmiştir. Tüketici davranışlarında gerçekleşen bu
değişim üzerinde etkisi olan temel faktörlerin (marka, kalite, fiyat, ambalaj vs.) yanı sıra haz, eğlence,
duyular vs. gibi etkili olan birçok faktör bulunmaktadır. Koku duyusu da bu unsurlardan biridir. Merkezi
sinir sisteminden köken alan koku reseptörleri, kokunun algılanmasını sağlamaktadır. Bireyler, algıladıkları
kokular doğrultusunda çeşitli unsurlara olumlu ya da olumsuz tepkiler verebilmektedir. Bu tepkiler
bireylere, ortamlara, ürünlere vs. yönelik olabilmektedir.
1 Bu çalışma 11-13 Haziran 2019 tarihleri arasında Sinop’da gerçekleştirilen, 8. Uluslararası Meslek Yüksekokulları Sempozyumu
(UMYOS-2019)’da sunulan Tam Metin Sözlü Bildirinin, Genişletilmiş halidir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2161 Journal of Business Research-Turk
Koku, duyusal pazarlamanın temel aldığı duyulardan (görme, tatma, işitme, dokunma, koku alma) biridir.
Koku alma duyusu güçlü bir duyudur ve kaygı, güven, anılar, algılar, hafıza vs. üzerinde ciddi etkileri olan
duyguları bazen tetikleyici bazen de engelleyici etkiye sahiptir. Bu duyuyu harekete geçiren bölgelerin
birçoğu, duygular ve hafıza ile ilgili bir sistem olan limbik sistemde yer almaktadır.
Koklama işleminde yer alan ve omurgalıların ön beyinlerinin sinirsel bir yapısı olan ve duygu, hafıza ve
öğrenmede rol oynadığı ileri işlem için koku bilgileri gönderen burun soğanı, beyindeki limbik sisteme
doğrudan bağlanır. Limbik sistem, insanlarda ani duygu ile ilgili sistemdir ve duyguların
%75’i koku tarafından üretilir. Bu nedenle kokular, marka bilinirliği yaratan, tüketicilerin kararlarını
etkileyebilen ve kalıcı anılar yaratan duygusal bir tepki, istek veya hafızayı tetikleyebilir. Bu sebeple kimi
zaman koku, bu kokuyla ilişkili duyguların hatırlamasını sağlayarak bireyleri harekete geçirir (Wikipedia,
2019; Düğer vd., 2008: 4; Jaw, 2019).
Firmalar da limbik sistemin bu özelliğinden yararlanarak kokuyu bir pazarlama aracı olarak
kullanmaktadırlar. Pazarlamacılar, kokunun üründe, mağazalarda, ürüne ilişkin hatırlatıcı unsurlarda vs.
bulunmasıyla ürünün/firmanın cazibesini artırmış dahası –varsa– geçmişle bile bir bağ kurulmasını
sağlayarak hem satış rakamlarını artırmış hem de müşteri memnuniyeti sağlayarak sadık müşteri elde
etmeyi hedeflemişlerdir.
Anıları ve duyguları harekete geçirmek maksadıyla güçlü bir pazarlama silahı olarak kullanılan kokunun
satın alma davranışı gerçekleştiren tüketiciler üzerinde istenilen etkiyi yaratıp yaratmadığının belirlenmesi
amacıyla gerçekleştirilen çalışma, teorik ve analiz kısımları olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Analize
ilişkin verilerin toplanması sosyal medya aracılığıyla katılımcılara yöneltilen online anketler vasıtasıyla
gerçekleştirilmiştir.
LİTERATÜR TARAMASI
Teknoloji çağının beraberinde getirdiği yüksek hız, sıfır hata ve yüksek verimle yüksek kaliteye erişme
akımı, tüketicilerin davranışlarında da kendini göstermiştir. Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının neredeyse
anlık denilebilecek bir hızla değişmesi ve şekillenmesi tüketici davranışlarına klasik yöntemlerden farklı bir
yöntemle yaklaşmayı gerektirmiştir. Bu da tüketici davranışlarının incelenmesinde görüşme, gözlem, anket,
ölçek gibi veri toplama yöntemlerinden geliştirilecek olan stratejilere kadar daha somut, daha doğru, daha
güvenilir ve net verilere ihtiyaç duyulmasına sebebiyet vermiştir.
Pazarlamayla ilgili insan davranışlarını anlamak için daha bilimsel analizlerin gerektiğini vurgulayan Lee
vd. (2007), özellikle pazarlama araştırmalarında yaygın olarak kullanılan öz değerlendirme ölçümlerinin,
tamamen yanıtlayanın tutumlarını ve/veya önceki davranışlarını doğru bir şekilde raporlama yeteneğine ve
istekliliğine dayandığını savunmaktadır. Butler (2008: 416) ise bunun yerine, deneklerin doğrudan davranışa
katıldıkları ve davranışlarını kontrol etmelerinin zor olduğu durumlarda fizyolojik tepkilerin alınabileceğini
dile getirmiştir.
Tüketici davranışlarına ilişkin verilerin tüketicilerin bilinçli bir şekilde müdahale edebileceği şekilde
toplanması, elde edilen verilerin güvenirliğini de sarsmaktadır. Bu bağlamda sinir bilimsel araştırma
yöntemlerinin pazar araştırmasına uygulanmasını yansıtan nöropazarlama, ihtiyaç duyulan somut, doğru,
güvenilir ve net verilere ulaşılmasını sağlayacaktır.
Genel olarak pazar araştırmalarına bakıldığında nöropazarlama tekniklerinin özellikle de tüketicilerin
bilişsel müdahaleleri ve çevresel faktörler (ankete yanlış cevap verme, gözlemlenen olayın sadece gözlem
gününe has bir kereliğine gerçekleşmiş olma ihtimali, görüşmenin çeşitli gürültü faktörlerine maruz kalması vs., bu doğrultuda geliştirilen stratejiler, alınan önlemler) bazında ele alındığında daha güvenilir sonuçlar verdiği görülmektedir.
Daha doğru ve güvenilir sonuçlar için başvurulan nöropazarlama; pazarlar ve pazarlama değiş tokuşuna
ilişkin insan davranışını analiz etmek ve anlamak için nörobilimsel metotların uygulanması olarak
tanımlanabilir (Lee vd., 2007: 200).
Senior ve Lee (2008: 263) ise nöropazarlamayı, pazarlama soruları çalışmasına daha titiz ve tamamen daha
alakalı bir bilimsel yaklaşımın başlangıcı olarak gördüklerini dile getirmişlerdir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2162 Journal of Business Research-Turk
Nöropazarlamanın, pazarlama ve bilimin ilgi çekici bir evliliği, uzun süredir beklenilen insan beyninin bir
penceresi olduğunu dile getiren Lindstrom (2009: 5) nöropazarlamayı, kendisinin
-herkesin, her gün hayatında gerçekleştirdiği bilinçaltı düşüncelerini, duygularını ve satın alma kararlarını
yönlendiren arzularına yönelik olan- Satın Alma Bilimi (Buy-ology) olarak tanımladığı kilitli bilimin bir
anahtarı olarak tanımlamıştır.
Tüm bu tanımlardan yola çıkarak nöropazarlama, tüketici satın alma kararlarının nöral (sinirsel) etkilerini
inceleyen bir bilim dalıdır. Dolayısıyla beyin bir kara kutuysa nöropazarlama bu kutuyu açan bir anahtardır
(Gürdin, 2018: 288).
2002 yılında ortaya ilk çıktığında tartışmalı bir konu olan ve tüketici davranışı çalışmasını sinirbilim ile
ilişkilendiren nöropazarlama; zorlu bilişsel veya bilinçli katılım gerektirmeden doğrudan beyinleri
araştırmak için son teknoloji yöntemler sunmaktadır (Morrin, 2011: 131). Nöropazarlamada, tüketicilerin
beyinlerinde olan bitenden haberdar olmak amacıyla birçok beyin görüntüleme teknolojisinden ve bu
teknolojilerdeki gelişmelerden yararlanılmaktadır. Magnetic Resonance Imaging (MRI), Near Infra Red
Spectroscopy (NIRS), Functional Magnetic Resonance Imaging (fMRI), Positron Emission Tomography
(PET), Electroencephalography (EEG), Magnetoencephalography (MEG), Transcranial Magnetic Stimulation
(TMS), Göz Takibi (Eye Tracking), Yüz Okuma (Face Reading) bahsedilen beyin görüntüleme
teknolojilerindendir.
Wilson vd. (2008: 390), beyin görüntüleme teknolojilerindeki gelişmelerin, insanların nasıl karar verdikleri
ve pazarlamacıların bu kararları nasıl etkileyebileceği konusundaki bilgilerimizi geliştirdiğini ve
geliştirmeye devam edeceğini ifade etmiştir. Wilson’un tanımında geçen “kararların pazarlamacılar
tarafından nasıl etkilenebileceğine” ilişkin sorunun cevaplarından biri tüketicilerin beş duyusunu hedef alan
duyusal pazarlamada yer almaktadır.
Pazarlamayı geleneksel ana hatlarının dışında formüle eden ilk kişi olan Bernd Schmitt aynı zamanda satın
alma kararındaki duyguların etkisini tartışan, duyguların ve deneyimlerin yer aldığı yeni stratejiler için
malların veya hizmetlerin özelliklerine ve yararlarına dayalı pazarlama stratejilerini değiştirme ihtiyacını
gören ilk kişidir. Bernd Schmitt’e göre pazarlama, yeni bir döneme girmektedir ve müşteri artık sadece
maliyet-fayda denklemi için bir mal veya hizmeti seçmemektedir. Satın almadan önce ve tüketim sırasında
sunulan deneyim de bu seçimler üzerinde etkili olmaktadır. Mal veya hizmet eğlenceli bir deneyim sağlarsa
ve müşterinin ihtiyaçlarını karşılarsa başarının garantileneceğini dile getirmiştir (Hinestroza ve James, 2014:
3-4).
Krishna (2012: 332) ise tüketicilerin artık sadece ürün tatmininin ve sözü geçen maliyet-fayda denkleminin
ötesinde eğlence, haz vb. deneyimlerin ve duygularının da tatmin edilmesi ihtiyacının doğduğunu dile
getirmiştir. Duyguların, pazarlamada tatminine ilişkin bir pazarlama stratejisi olan “duyusal pazarlamayı”,
“tüketicilerin duyularını içine alan ve algılarını, yargılarını ve davranışlarını etkileyen pazarlama” olarak
tanımlamıştır. Yönetsel bir bakış açısıyla da duyusal pazarlamanın, ürünün soyut kavramlarına (örneğin,
karmaşıklığı veya kalitesi) ilişkin tüketici algılarını karakterize ederek bilinçaltı tetikleyicileri oluşturmak
için kullanılabileceğini dile getirmiştir.
Krishna ve Schwarz (2014) pazarlamada, “tüketicilerin duyularını meşgul eden ve algılarını, yargılarını ve
davranışlarını etkileyen” tüketici davranışlarında duyuların rolüne ilişkin dağınık araştırmaların, duyu
pazarlamacılığı kapsamında bir araya getirildiğini ifade etmiştir.
Raz vd. (2008: 719)’ye göre duyusal pazarlama, satış veya ürün çevresinde satışa ve iletişime veya ürünün
kendine has özelliklerine odaklanarak mal ve hizmet çevresinde belirli bir çoklu duyusal atmosfer
oluşturmaya yarayan, üretici veya dağıtıcı tarafından kontrol edilebilen bir ana kaldıraç grubu olarak ifade
edilebilir.
Doucé ve Janssens, (2013: 217)’e göre duyusal pazarlama, deneyimsel pazarlamanın bir öğesidir. Deneyimsel
pazarlamacılar tüketicileri, hoş deneyimlerle karşılaşmayı seven, rasyonel fakat duygusal yaratıklar olarak
görürler. Perakende bağlamında, bu, ürüne yapılan vurgunun mağazadaki müşteri deneyimlerinin
oluşturulmasına doğru bir kayma gerektirmektedir. Perakendecilere göre, duyulara hitap etmek, bu alışveriş
deneyimlerinde önemli bir faktördür. Duyusal pazarlama, şirketleri ve ürünleri farklılaştırmak, müşterileri
motive etmek ve ürünlere değer katmak için kullanılabilir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2163 Journal of Business Research-Turk
Ditoiu vd. (2014: 303) de duyusal stratejilerin; markayı farklılaştırdığını, tüketicinin aklına yaklaştığını ve
hem bilişsel bir bakış açısından hem de duygusal bir açıdan algılandığını dile getirerek duyusal
pazarlamanın önemine değinmiştir.
Hulten vd. (2009: 1)’ne göre, her bireyin bilinçli hale gelmesi, firmaları, ürünleri ve markaları algılaması
duyumları aracılığıyla gerçekleşir. Bu nedenle insan duyuları hakkında daha fazla bilgi almak; bir firmanın
pazarlamasını daha başarılı ve bireyin duyusal deneyimini daha kişisel hale getirebilir. Beş insan
duyusundan, görme duyusu şu ana kadar pazarlama pratiğine hâkim olan duyudur. Bir insanın, bir ürün
veya markaya karar verdiğinde ve/veya karar verirken önemine rağmen, diğer -koku, ses, tat ve dokunmaduyularının uzun süre ihmal edildiğine şüphe yoktur.
Düğer vd. (2008: 2) tat duyusundan bile daha fazla hoşa gitme veya gitmeme gibi sensorik özelliklere sahip
olan koku duyusunun, gıda seçiminde muhtemelen tat duyusundan daha fazla ön plana çıktığını dile
getirmişlerdir. Araştırmacılar, (i) gerçekten daha önce hoşlanmadığı bir gıda ile olumsuz tecrübe yaşamış
kişinin, ikinci defa aynı tip gıdanın kokusunu almakla dahi midesinin bulandığını (ii) canlıların bazı
maddelerin zararlı etkilerinden korunması, beslenmesi ve seksüel etkinliklerinde kokuya duyarlılığın
önemli bir rol oynadığını (iii) hoşa giden maddenin koklanmasının tüm sindirim salgılarının artmasına
sebep olduğunu (iv) koku duyusu ileri derecede gelişmiş köpeklerin; av, sürü veya polis köpeği olarak
kullanıldığını ifade etmişlerdir.
Gerek gelişmiş bir hayvan olan insanda gerekse ilkel hayvanlarda koku duyusu, çeşitli süreçlerden geçtikten
sonra kendini göstermekte ve beynin çeşitli bölgelerinde izler bırakarak oluşmaktadır. Beynin çeşitli
bölgelerinde yer eden bu izler daha sonra verilecek olan kararlarda önemli bir rol oynamaktadır.
Koku alma işlemi, koku uyaranlarının soluma veya koklama yoluyla burun içine alınmasıyla başlar. Burun
boşluğunda, bu uyaranlar koku alıcıları tarafından yakalanır. Koku alıcılarının uyarılması ile koku
moleküllerini elektriksel uyarılara dönüştürürler. İmpulslar önce koku korteksine, ardından limbik sisteme
iletilir (Yorulmazel, 2017: 8). Limbik sistemde hafızayı, anıları yöneten hipokampus, haz, mutluluk, üzüntü
vs. gibi duyguları yöneten amigdala ve susama, acıkma vs. gibi hislerin merkezi olan hipotalamus
bulunmaktadır. Aynı zamanda kokuların da algılandığı sistemdir. Limbik sistem duyguların, hislerin ve
hafızanın merkezi olmasından dolayı koku pazarlaması açısından önemli bir sistemdir.
Duyusal pazarlamanın ve stratejilerin geliştirilmesinde etkili olan ve limbik sistemde yer alan beş duyudan
biri olan koku duyusu, günlük hayatımızın her alanında etkili olduğu kadar ürünlerin ve satış yerlerinin
tercihinde de önemli bir rol oynamaktadır. Tüketiciler, üründeki, ortamdaki vs. kokunun etkisiyle zamanda
yolculuk yaparken bazen acı, tatlı hatıralarla üzülür veya sevinir bazen de olumlu olumsuz deneyimler ile
satın alma davranışlarını gerçekleştirirler.
Sinirbilimsel bulgular ve birçok deneysel çalışma, duyusal uyaranları uygulamanın güçlü duyguları
tetikleyebileceğini ve bu nedenle satın alma davranışını istenen yönde yönlendirebileceğini göstermiştir.
İnsan duygularının % 75’i koku ile tetiklendiğinden, koku özellikle pazarlama için yüksek bir potansiyele
sahiptir (Maiwald, 2013: 52).
Koku alma, bireyler tarafından çoğu kez değeri bilinmeyen duyulardan biridir. Koku alma rolü iki açıdan
ele alınabilir. Bunlardan ilki, tehlikelerden uzak durma, yiyecek alımından ve sosyal ilişkilerden uzaklaşma
dâhil türlerin hayatta kalmasına dayanan işlevsel bir rol iken diğer rolü, etkinliklerin tadını çıkarmakla
ilişkili olan daha modern bir roldür ve son zamanlarda tüketici davranışı literatüründe dikkat çekmiştir.
Tüketici ortamında, koku alma rolü ürün hafızası ve ürün değerlendirmesi ile ilişkilendirilmiştir (Lin, 2014:
1).
Koku üzerine yapılan tüketici araştırmaları, hoş kokuların markalar ve ürünler için olduğu kadar bilgi
işlemede de dikkat ve bellek üzerindeki olumlu etkilerini göstermiştir. Örneğin, çevre kokuları üzerine
yapılan çalışmalar, karmaşık hoş kokulara kıyasla basit hoş kokuların, daha kolay işlenmelerinden dolayı
mağazadaki harcamaların artmasına neden olduğunu göstermiştir (Madzharov vd., 2015: 84).
Maiwald vd. (2013: 52) diğer tüm duyulara, yanıt vermeden önce düşünmenin gerçekleştiğini fakat kokuda
beynin daha birey düşünmeden yanıt verdiğini dile getirmiştir. Araştırmacıların görüş ve söylemlerinden
yola çıkarak kokunun pazarlama camiasında güçlü bir stratejik araç olduğu görülmektedir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2164 Journal of Business Research-Turk
Stratejik bir araç olan kokunun, pazarlama endüstrisinde çeşitli kullanımları vardır. Bunlar (Bradford ve
Desrochers, 2009: 142):
• Pazarlamacı Kokusu: Koku, bir promosyon taktiğinin parçası olarak mal ve hizmetlere dikkat çekmek
için kullanılır.
• Ürün Kokusu: Yaklaşım davranışlarını motive etmek veya koku gidermek için kişisel veya genel
koku sağlamak amacıyla ürünler halinde geliştirilen özel kokular.
• Ortam Kokusu: Bir üründen kaynaklanmayan, sadece perakende ortamının bir parçası olarak ortaya
çıkan genel bir koku.
o Nesnel Ortam Kokusu: Perakendecilerin yararına yönelik tüketici tutum ve davranışlarını
etkilemek amacıyla çevre kokusu teknolojisinin uygulanması.
o Gizli Nesnel Ortam Kokusu: Perakendecilerin yararına yönelik tüketici tutum ve davranışlarını
etkilemek amacıyla çevre kokusu teknolojisinin gizli uygulanmasıdır.
Tüm bunlar bir araya getirildiğinde koku pazarlaması, firmalar için pazarlama faaliyetleriyle birlikte görme,
tatma, dokunma, koklama ve işitmeyi içeren duyusal pazarlamanın bir parçasını oluşturur (Tarcyzdlo, 2014:
98). Koku pazarlaması, marka ve ürünleri pazarlamanın ve müşterileriyle daha derin ve duygusal bir
düzeyde iletişim kurmanın en güçlü yollarından biridir. Çünkü koku alma duyusu, duygusal tepkilerle en
yakından ilişkili olarak kabul edilir (Jaw, 2019).
İnsan duygularının %75’inin koku duyusundan etkilendiğinden yola çıkıldığında koku pazarlaması
tüketicileri etkilemede pazarlamacılar için bulunmaz bir nimettir. Ürün, ortam ve tutundurma odaklı
kullanılan koku pazarlaması, tüketicilerin zihinlerinde anıları canlandıran, ürünün/firmanın tüketici
zihninde konumlanmasını sağlayan, tüketici ve ürün/firma arasında duygusal bir bağ oluşturan duyu
pazarlamasıdır.
Duyu pazarlamasının önemli bir parçası olan koku, bireylerin beyinlerini gerek duygusal gerekse bilişsel
olarak ele geçiren güçlü bir duyudur. Bu duyunun gücüne inanarak yola çıkılan koku pazarlamasına yönelik
çalışmalara bakıldığında, genel olarak ortamın kokusu üzerinde durulduğu görülmüştür. Literatür taraması
yapılırken araştırmacıların çalıştıkları konular -ortam, bireysel farklılıklar, etik konular, destinasyon
pazarlaması, marka / marka imajı oluşturma- bazında gruplandırılarak değerlendirilmiştir.
Gulas ve Bloch (1995), ortam kokusunun tüketiciler üzerindeki etkisini tanımlayan bir model önermiştir.
Ortam kokusunu, duygusal tepkileri ve nihayetinde yaklaşımdan kaçınma reaksiyonlarını etkilemek için
koku tercihleriyle karşılaştırılan bir çevresel işaret olarak tasvir etmiş, varsayılan ilişkilerin yönlendiricilerini
de tarif etmiş ve bireysel tüketicilerin alışveriş yaparken ortam kokusundan etkilendiklerini dile getirmiştir.
Blondeau ve Tran (2009), İsveç Umeå’da, mağazalardaki koku pazarlamasını; amaçlar, engeller, kullanılan
teknikler aracılığıyla anlayarak bu konuda daha da ileri gitmeyi amaçlamışlardır. Araştırmacılar
gerçekleştirdikleri çalışmada Umeå’da koku ya da parfüm içeren mağazaları, kokuyu bir pazarlama aracı
olarak kullananları ve neden kullanıp kullanmadıklarını araştırmışlardır. Araştırmacılar görüşme yaptıkları
mağazaların çoğunun koku pazarlamasını, bilinçli bir şekilde değil de bilim adamlarının, kadınların
kokulara karşı erkeklerden daha hassas olduğunu belirtmelerinden yola çıkarak kullandıklarını fark
etmişlerdir. Ardından koku pazarlamasını doğru şekilde kullanan insanların franchise edilmiş mağazaların
bir parçası olduklarını ve bu tür bir kullanıma daha yüksek düzeyde karar verildiğini görmüşler ve koku
pazarlamanın sadece üst düzey pazarlama yöneticilerinin gerçekten bildiği ileri bir teknik olduğunu
belirtmişlerdir.
Teller ve Dennis (2012), koku uyarıcılarının tüketici davranışları üzerindeki etkisini diğer atmosferik
ipuçlarıyla karşılaştırıldığında, pazarlama ve perakende literatüründe çok az ilgi gördüğünü ifade etmiştir.
Araştırmacılar eleştirel bir literatür taramasına dayanarak, bölgesel bir alışveriş merkezinde
gerçekleştirdikleri bir saha deneyi ile ortam kokusunun etkinliğini araştırmışlardır. Araştırmacılar, ortam
kokusunun önemsiz olduğunu düşünenlerin aksine, ortam kokusunun önemli olduğunu düşünen
katılımcılar arasındaki ortam kokusunun etkisine ilişkin bir farklılık elde etmişlerdir. Buna göre ortam
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2165 Journal of Business Research-Turk
kokusunun önemli olduğunu düşünen katılımcıların üçte biri için ortam kokusunun tüketici davranışları
üzerinde olumsuz bir etkisi olmuştur.
Doucé ve Janssens (2013), pazarlama yöneticilerinin, perakende ortamında koku alma pazarlama araçlarının
giderek daha fazla kullanıldığını dile getirmiş ve mağazadaki kokuların tüm tüketici tipleri için istenip
istenmediğini araştırmışlardır. Araştırmacıların hoş bir ortam kokusunun varlığının, hoş bir kokunun
yokluğuna kıyasla artan duygusal tepkilere, değerlendirmelere ve davranışsal niyetlere yol açacağına ilişkin
varsayımları çoğunlukla desteklenmiştir. Araştırma; yüksek etkili bir ortamda, hoş bir ortam kokusunun,
düşük katılımlı bir ortamda yapılan çalışmalara kıyasla perakende ortamında yaşanan duygusal tepkileri
olumlu yönde etkilediğini doğrulamaktadır. Araştırmacılar ayrıca hedonik alışveriş motivasyonundaki
bireysel farklılıklar ile ilgili olarak hem mağaza ortamının hem de ürünlerin değerlendirmesinde hoş
kokunun olumlu etkisine rastlamıştır. Alışveriş ortamındaki bir kokunun varlığına karşı katılımcıların daha
duyarlı olmasından dolayı olumlu etkilerin, değerlendirmelerin ve davranışsal niyetlerin artmasına yol
açtığını ifade etmişlerdir. Alışveriş motivasyonuyla ilgili olarak, hedonik alışveriş motivasyonu yüksek olan
müşteriler üzerinde hoş bir ortam kokusunun etkisi olmadığını gören araştırmacılar, eğlence ve kişisel zevk
için alışveriş yapan tüketicilerin aktif olarak hedonik deneyimler aradıklarını dolayısıyla deney zaten
hedonik unsurlarla dolu prestijli bir giyim mağazasında gerçekleştiğinden, hoş bir ortam kokusunun,
hedonik alışveriş motivasyonu yüksek olan tüketiciler için alışveriş deneyimini geliştirmemiş olmasının
mümkün olabileceğini dile getirmişlerdir.
Poon ve Grohmann (2014) gerçekleştirdikleri çalışmada, mekânsal yoğunluğun ve ortam kokusunun
tüketicilerin mekânsal algı ve kaygıları üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Çalışma bu konuları tartışmaya
odaklanmıştır. Sonuç olarak mekânsal algının, mekânsal yoğunluktan etkilendiğini fakat ortam kokusundan
etkilenmediğini gözlemlemişlerdir.
Madzharov vd. (2015) gerçekleştirdikleri çalışmada, çevre kokularının perakende satış ortamlarında
tüketicilerin mekânsal algılarını nasıl etkilediğini, bu durumun da müşterilerin enerji duygularını ve
dolayısıyla ürün tercihlerini ve satın alma davranışlarını nasıl etkilediğini incelemişlerdir. Araştırmacılar
çalışmalarının sonucunda, algılanan sıcaklıkta farklılık gösteren ortam kokularının (sıcak ve soğuk
kokuların) müşteri tercihlerini sistematik olarak etkileyebileceğini gözlemlemişlerdir. Araştırmacılara göre
sıcak (soğuk) bir ortam kokusunun; daha yüksek sosyal yoğunluk, seçkin ürün ve çoklu ürün satın
alımlarında artış, mağazadaki genel harcamaların artması algılarına neden olmaktadır.
Thomas (2015), kokuların, hatıraların kullanımı ve satın alımın genel yönüyle tüketicilerin ilgisini çekmede
çok güçlü olmalarına rağmen, bazen bir pazarlama planı oluştururken unutulduğunu ifade etmiştir. Kokuyu
atmosferik denilen bir pazarlama aracı olarak değerlendirmiştir. Çalışmada, bu pazarlama aracı
kullanılırken güçlü ve zayıf yönleri değerlendirilmiş ve daha sonra bu özellikler bir fırın örneğine
uygulanmıştır. Çalışmada mağazalardaki atmosferik elementleri kullanma gücünün sınırsız olduğu ve
renklerin, aydınlatmanın, mağaza düzenlerinin ve özellikle kokunun, alışveriş yapma davranışlarını ve
belirli mağazaya yönelik tutumları etkileyebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Demirtürk (2016) gerçekleştirdiği çalışmada, 36 kişiden oluşan kadın hastalıkları ve doğum uzmanına hem
kokulu ortamda hem de kokusuz ortamda ürün mesajları ve görselleri göstererek aradaki farkları EEG
çıktıları ile analiz etmiştir. Araştırmacı çalışma sonunda, koku ile duygu ve karar verme mekanizması
arasında ilişki olduğunu gözlemlemiştir. Çalışmaya göre koku, mesaja olan ilginin seviyesini düşürmekte
fakat markaya karşı pozitif duygular ve hisler oluşturarak karar verme sürecini olumlu yönde
etkilemektedir.
Belbağ ve Parıltı (2017)’nın gerçekleştirmiş olduğu çalışmada, katılımcıların Ankara’da bulunan
departmanlı mağazalardan alışveriş yaparken demografik özelliklerinin mağaza atmosfer değişkenleri
üzerindeki etkisi incelenmiştir. Gerçekleştirilen çalışmanın bulgularına göre, katılımcıların cinsiyetleri
mağaza içi unsurlar ile mağaza içi yerleşim ve satın alma noktasına önem verme düzeyleri üzerinde
etkilidir. Katılımcıların medeni durumları mağaza içi dekorasyon ve müzik değişkeni üzerinde etkiliyken
meslek grupları da mağaza dışı unsurlar değişkeni üzerinde etki yaratmaktadır.
Argan vd. (2018) gerçekleştirdikleri çalışmayla stadyumda maç izleyen Eskişehirspor taraftarlarının, duyu
organları ile algıladıkları stadyum deneyiminin etkinlik tatmini ve spor tüketim davranışları arasındaki
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2166 Journal of Business Research-Turk
ilişkilerini tespit etmeyi amaçlamıştır. Araştırmacılar, stadyumun görsel, işitsel ve tatsal deneyim üzerinde
etkisinin olduğunu diğer duyuların (kokusal, dokunsal) etkinlik tatmini üzerinde etkisinin olmadığını tespit
etmişlerdir. Ayrıca etkinlik tatmininin spor tüketim davranışları üzerinde güçlü ve olumlu etkisi olduğu
ortaya konulmuştur.
Lin (2014), koku pazarlamasını bireysel farklılıklar bazında ele almıştır. Araştırmacı çalışmasında sadece
kokuların veya koku betimleyicilerinin neden olduğu duyguların etkisini değil aynı zamanda tüketici karar
verme ve karar verme üzerindeki olumsuz etkilerini de inceleyerek koklama ve duygular arasındaki yakın
ilişkiyi ortaya koymuştur. Çalışmada ayrıca koku almadaki bireysel farklılıkların, özellikle de hiperosmik
(veya duyarlılık olarak adlandırılan) ve normalin, kokulara benzer veya farklı şekilde nasıl tepki verdiği
araştırılmıştır. Çalışmada potansiyel (ERP) çalışmaları ve davranışsal çalışmaları bir arada içeren dört deney
dizisi gerçekleştirmiştir. Bu deneylerin sonuçlarına göre; (i) kokuya duyarlı bireyler, koku denemelerine
kıyasla boş denemeler sırasında daha güçlü duygular göstermiştir, (ii) koku betimleyicilerinin, pasif bir
görüş görevi ile karşılaştırılmasının etkisini araştırmış ve sonuç olarak, her iki koku grubu da nötr koşullar
sırasında daha güçlü duygular sergilemiştir. (iii) insanların hoş ortam kokusu altında ürünleri daha kaliteli
olarak algıladıklarından, ortam kokusunun ürün üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini
gözlemlemiştir. (iv) Koku yokluğunda koklama hareketlerinin etkisinin koku betimleyicileriyle birlikte
incelendiğinde, kokuya duyarlı bireylerde, ürün ve reklam reytinglerinde belirgin artışlarla kanıtlandığı gibi
koklama hareketlerinin davranışsal sonuçlar üzerindeki etkisi ortaya çıkmıştır.
Bradford ve Desrochers (2009), koku pazarlaması endüstrisinde etik konular hakkında farkındalık yaratmayı
amaçlamıştır. Özellikle tüketicileri pazarlama iletişimine karşı ikna etmek ve savunmasız kılmak için
kokuların kullanımı ve geliştirilmesi ile ilgili ilgi alanlarını açıklamışlardır. Bu kapsamda koku duyusunu
diğer duyulardan farklı kılan şeyi açıklayarak çalışmaya başlayan araştırmacılar, pazarlamada kokuların
nasıl kullanıldığının, kokuların etkileri üzerine geçmiş araştırmaların, tüketicilerin etkilenmesi için teorik
temellerin ve kokuların kullanımının bir açıklamasını gerçekleştirmiştir. Son olarak da koku endüstrisinin
etik düşüncelerini ve gelecekteki araştırma alanlarını ele almışlardır.
Yorulmazel (2017) gerçekleştirdiği çalışma ile bireylerin koklama duyusu ile algıladıkları verilerin diğer
duyu organları ile algıladıkları verilere nazaran ne derece daha tercih edilebilir olduğunu anlamak
üzere bir ölçek geliştirmeyi amaçlamıştır. Araştırmacının elde ettiği sonuçlara göre insanlardan bazıları
koku alma duyusuna öncelik vermektedir. Bu bağlamda çalışma kokunun etkilerini kullanmak isteyen
pazarlamacılar için bir araç sunmaktadır.
Henshaw vd. (2016), koku, limbik işlem ve duygu arasında güçlü ilişkiler inşa ederek kokunun kentsel
kimliğe nasıl katkıda bulunabileceğini incelemişlerdir. Çalışma teori ve uygulamaya; (i) şehir
pazarlamasında mevcut koku kullanımını ve ortaya çıkacak doğal zorlukların neler olabileceği, (ii) kokunun
gelecekteki kentsel mekân pazarlama faaliyetlerinde hangi yollarla kullanılabileceği ve (iii) kokunun belirli
durumlarda kentsel mekân pazarlama çabasına daha katılımcı bir yöntem olabileceği şeklinde
belirtilebilecek üç temel katkı sunmuştur. Çalışmada ayrıca koku alma işleminin gelecekte özellikle, kasten
veya kasıtsız olarak kentsel çevreye sokulabilecek ortam kokuları konusunda kentsel mekân pazarlamasına
ek bir boyut sağlama potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca tüm bunların özellikle bir dizi
mekânsal, teknolojik ve etik zorluktan etkilendiğini ve şehir pazarlama pratisyenleri tarafından
kullanımlarının henüz ortaya çıkmadığını ortaya koymuştur.
Ghosh ve Sarkar (2016)’ın destinasyon duygusunun, destinasyon reklamlarında görülen duyusal referans
ipuçlarından etkilenmesinden esinlenerek gerçekleştirdikleri araştırmada, duyusal referans ipuçlarının
destinasyon duygusu üzerindeki etkisi ve bu etkinin ne kadarının bir bireyin hayal gücü kapasitesi
tarafından yönetildiği deneysel olarak test edilmiştir. Araştırma, duyusal referans ipuçlarının destinasyon
duygusunu önemli ölçüde etkileyebileceğini ve destinasyon duygusunun da istenen pazarlama sonuçlarına
yol açabileceğini, yani olumlu niyet ve yayılmayı sağlayarak ağızdan ağza pazarlamayı ortaya çıkardığını
göstermektedir. Çalışma, duyusal referans ipuçlarının hayal gücü sürecini etkilediğini kanıtlamaktadır.
Varsayımların tersine sezgisel olan sonuçlar, duyusal referansların yokluğunda bile, kişilerin hayal gücü
kapasitelerinin de önemli bir ılımlı rol oynadığını göstermektedir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2167 Journal of Business Research-Turk
Yıldırgan ve Zengin (2014), turistik ürünlerin pazarlamasına özgü fiziksel kanıt stratejilerinin önemini
vurgulamayı ve bu bağlamda turizm işletmelerinin uygulama ve kararlarına yönelik öneriler getirmeyi
amaçlayan bir literatür çalışması gerçekleştirmişlerdir. Araştırmacılar, turistik ürün pazarlamasında;
otellerin dış görünüşü, mobilyaların yerleştirilmesi, renk vs. seçimine kadar fiziksel kanıt stratejilerinin
müşteri tatmini açısından oldukça önemli olduğunu vurgulamışlardır.
Maiwald vd. (2015), koku pazarlamasının gücünü marka imajı oluşturma bazında incelemiştir. Markaya
özgü bir kokunun, rakip bir markanın tüketici değerlendirmeleri üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Bu
çalışmada en önemli sonuç, kaçırma etkisinin keşfidir. Bulgular, oluşturulan kokuların rakip markaların
değerlendirmesinde bir etkisi olabileceğini göstermiştir. Aynı şekilde, belirli bir koku ile ilişkili olmayan bir
marka, mevcut ve yerleşik kokulardan yararlanabilecektir. Bu nedenle, pazarlamacılar koku
kullandıklarında, rakip markaların da etkilerini daima göz önünde bulundurmalıdırlar. Sonuç olarak
araştırmacılar, koku pazarlamasının potansiyel gücünü göstermiş aynı zamanda ünlü ve popüler koku
markaları için sınırlamaları ve uyarıları da dile getirmiştir.
Tarcyzdlo (2014), başarılı bir marka imajı oluşturma konusunda aroma pazarlamasının kokularını ve
unsurlarını betimsel bir şekilde ele almıştır. Bu bağlamda; aroma ve aroma pazarlamasının marka imajı
oluşturmadaki rolünü, koku markalama ve koku markalamanın tasarım prosedürlerini, aroma pazarlama
hizmetini, koku ile insan duyu ve davranışları arasındaki ilişkiyi ve aroma pazarlamasının etkinliğini
incelemiştir. Sonuç olarak, mevcut piyasa koşullarında uygun kokuların ve iyi tasarlanmış aroma pazarlama
tekniklerinin, istenen marka imajının şekillenmesine katkıda bulunduğunu ve paydaşların satın alma
davranışını ve kararlarını etkilemede önemli bir rol oynadığını belirtmek gerektiğini ifade etmiştir. Bunun
da insanın zihinsel durumu üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olan ve duyguları, arzuları, motivasyonu ve
yaratıcılığı harekete geçiren koku olduğu gerçeğinden kaynaklandığını dile getirmiştir.
Suhonen ve Tengwall (2009) gerçekleştirdikleri çalışma ile duyusal markalaşmanın, tüketici için bir marka
algısını nasıl etkileyebileceğini araştırmışlardır. Araştırmacılar duyusal pazarlamanın, teşvik edici diğer
marka unsurlarıyla uyumlu olduğunda marka algısını olumlu yönde değiştirdiğini böylece bir markanın
değerini pekiştirmek için uygun bir araç olarak görülebileceğini dile getirmişlerdir. Uygun bir uyarıcının
tüketiciyi bilinçsiz bir seviyede etkileyeceğini ve dürtüsel olarak satın alma davranışını tetikleyen tercihi
etkileyebileceğini öne sürmüşlerdir. Pazarlama stratejisine duyusal bir boyut eklemek, marka ile tüketici
arasında daha güçlü bir bağ olduğunu ima ederek marka hakkını güçlendirebileceğini bununla birlikte,
duyusal markalamaya yapılan yatırımdan nihayetinde faydalanmak için güçlü bir marka platformunun
gerekli olduğunu savunmuşlardır. Araştırmacılar duyusal markalaşmanın kullanımının hızla büyüdüğünü
ve stratejik markalaşmanın geleceği olacağını ön görmektedirler.
Koku pazarlamasına ilişkin önceki çalışmalara bakıldığında ister etik açıdan ister ortam kokusu, kentsel
pazarlama, marka imajı oluşturma açısından olsun tüketicilerin kokudan olumlu veya olumsuz yönde
etkilendiği görülmektedir. Sadece Poon ve Grohman (2014)’ın mekânsal algı üzerine ve Argan vd. (2018)’nin
stadyumda gerçekleştirdikleri çalışmalarda ortam kokusunun bir etkisinin olmadığı gözlenmiştir. İncelenen
çalışmalar temel alınarak gerçekleştirilen çalışmada, Türkiye’de kokunun tüketici satın alma davranışları
üzerindeki etkisi ve eğer bir etkisi varsa da hangi unsurlardan etkilendiği incelenmiştir. Gerçekleştirilen
çalışmada hem ürün hem de ortam kokusu üzerinde durulmuş ve demografik özelliklerin kokuya bağlı
satın alma davranışı üzerindeki etkisine değinilmiştir.
ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ ve BULGULAR
Kokunun tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkisini belirlemek üzere gerçekleştirilen çalışmada
veri toplama yöntemi olarak anket formundan yararlanılmıştır. Anket formunun oluşturulmasında
https://docs.google.com/forms sitesine demografik soruların ve likert ölçeğine dayalı önermelerin
yüklenmesiyle elde edilen online anket formu, sosyal medya aracılığıyla
4 Nisan 2019 – 02 Haziran 2019 tarihleri arasında katılımcılara iletilmiştir. Çalışmada verilerin ana kütleden
en kolay, hızlı ve ekonomik şekilde toplanmasını sağlayan (Haşıloğlu vd., 2015: 20 ) “Kolayda Örnekleme
Yöntemi” kullanılmıştır.
Anket formunun oluşturulmasında; Yorulmazel (2017)’in “Individual Differences in Olfactory
Information: The Need For Smell Scale – Koku Bilgilerinin Edinilmesinde Bireysel Farklılıklar: Koklama
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2168 Journal of Business Research-Turk
İhtiyacı Ölçeği” adlı Yüksek Lisans Tezinde geliştirmiş olduğu koklama ihtiyacı ölçeğinden
yararlanılmıştır.
Anket formu iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik özelliklerini
belirlemeye yönelik ikisi açık uçlu (meslek ve gelir) ikisi çoktan seçmeli (cinsiyet ve yaş) olmak üzere dört
adet soru yer almaktadır. İkinci bölümünde ise katılımcıların kokuya yönelik algılarının hedonik ihtiyaç,
satın alma ihtiyacı ve anılar bağlamında incelenmesine yönelik ifadelerin yer aldığı Beşli Likert Ölçeği (1:
Kesinlikle Katılmıyorum, ……, 5: Kesinlikle Katılıyorum) yer almaktadır.
Verilerin analizinde, SPSS 22 programı yardımıyla frekans dağılımı ve standart sapma ile ortalama
değerler hesaplanmış ardından değişkenlerin birbiri üzerindeki etkisinin ölçümü için de Çoklu
Regresyon Analizinden yararlanılmıştır. İki bağımsız bir bağımlı değişkenin bulunması regresyon
analizi türlerinden çoklu regresyon analizinin seçilmesinin nedenidir.
Toplamda 360 katılımcının yanıtlamış olduğu anketlerden 342 adedi değerlemeye tâbi tutulmuştur. 18
anketin değerlendirmeye tabii olmamasının sebebi; katılımcılardan 4’ünün 18 yaş ve altında, 7’sinin 26-35,
5’inin 36-55 ve 2’sinin 56 yaş ve üzerinde yaşa sahip olmalarından dolayı verilerin SPSS istatistik
programında analiz edildiğinde ciddi sapmalara sebep olmasıdır. Buna göre katılımcıların 342’sinin
18-25 yaş aralığında yer aldığı ve ankette meslekle ilgili sorulan soruya bakıldığında ise 18-25 yaş aralığında
yer alan katılımcıların öğrenci oldukları görülmüştür. Sezer (2017)’in gerçekleştirmiş olduğu çalışma
referans alınarak öğrenci gelir dağılımları 200 TL ve altı, 201TL-400TL, 401TL-600TL, 601TL-800TL,
801TL-1000TL ve 1001TL ve üzeri olarak belirlenmiştir. %95’lik bir oranla 18-25 yaş aralığında olan
katılımcıların %42.10’u kadın, %57.90’ı erkektir. Ankete dâhil olan katılımcıların %5,8’i 200 TL ve altında
gelir elde ederken %28,8’i 1001 TL ve üzeri gelir elde etmektedir.
Anketi yanıtlayan 360 katılımcının 342 tanesinin 18-25 yaş aralığında olması, diğer yaş gruplarının tüketici
davranışlarını gerçekleştirirken kokudan etkilenip etkilenmediği hakkında bilgi edinilmesine engel teşkil
etmiş ve araştırmanın kısıtını oluşturmuştur.
Araştırmaya konu olan ana hipotezler ve alt hipotezler aşağıda belirtilmiştir.
Araştırmaya konu olan ana hipotezler;
• Ho: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
• H1: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde etkisi vardır.
Araştırmaya konu olan alt hipotezler;
• H01: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde cinsiyet bazında herhangi bir etkisi yoktur.
• H11: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde cinsiyet bazında etkisi vardır.
• H02: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde gelir bazında herhangi bir etkisi yoktur.
• H12: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde gelir bazında etkisi vardır.
Faktör Analizi
Çalışmanın bu kısmında; değişkenler arasındaki karşılıklı ilişkiyi inceleyerek değişkenleri daha anlamlı ve
özet şekilde sunmak ve veri grubunda yer alan değişkenler arasındaki ilişkilerin altında yatan ortak
özellikleri oluşturmak (Bayram, 2004: 131) amacıyla faktör analizinden yararlanılmıştır.
KMO ve Bartlett’s Testi
Değişkenler arasındaki korelasyonları ve faktör analizinin uygunluğunu ölçen bir uygunluk testi olan
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testinin değeri 0 ile 1 aralığında değiştiğini dile getiren Albayrak (2006: 131-
132)’a göre çok iyi bir faktör analizinde KMO değeri 0,80’den büyük olmalıdır. Bartlett’s Testi vasıtasıyla da
analizden elde edilen korelasyon matrisinin birim matris olup olmadığı test edilmiştir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2169 Journal of Business Research-Turk
Tablo 1. KMO ve Bartlett’s Testi
Kaiser-Meyer-Olkin Örnekleme Yeterliliğinin Ölçümü .865
Bartlett’in Küresellik Testi
Yaklaşık Ki Kare 2475.035
df 91
Sig. .000
Faktör Analizi sonucunda KMO değerinin 0.865 ve Bartlett’s Testindeki p değerinin 0,000 olmasından dolayı
faktör analizi uygulanabilir bir durumdadır. Gerçekleştirilen analizde faktörler, toplam varyansın
%62.852’sini açıklamaktadır ve bu değer kabul edilebilir bir değerdir. Önermeler faktörlere uygun bir
şekilde yüklendiğinden herhangi bir önermenin çıkarılmasına ihtiyaç duyulmamıştır.
Güvenirlik Analizi
Test ölçeğine ilişkin güvenirlik analizi verileri Tablo 2’de yer almaktadır.
Tablo 2. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Güvenirlik Analizi
Güvenirlik İstatistiği
Tablo 2’ye göre güvenilirlik katsayısı olan Cronbach’s Alpha katsayısı 0.888’dir ve test ölçeği 0.95’lik bir
güvenirlikle uygulanabilir bir ölçektir.
Normallik Analizi
Birçok analizin gerçekleştirilebilmesi için temel bir varsayım olan normallik analizine ilişkin veriler Tablo 3
ve Tablo 4’de yer almaktadır. Herhangi bir ölçeğin normalliğinden bahsedebilmek için bu ölçeğe ilişkin
Skewness (çarpıklık) ve Kurtosis (basıklık) değerlerinin belirli aralıklarda değer almaları gerekmektedir.
Tabachnick ve Fidell (2013)’e göre Çarpıklık ve Basıklık değerleri -1,5 ile + 1,5 arasında bir değer alırsa
veriler normal dağılıyor demektir.
Tablo 3. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Normallik Analizi
HED-ORT İstatistik Std. Sapma
Çarpıklık 0.167 0.132
Basıklık -0.505 0.263
Tablo 3’e göre Kokunun Hedonik Tüketimine ilişkin çarpıklık değeri 0.167 ve basıklık değeri -0.505
bulunduğundan veriler normal dağılmıştır.
Tablo 4. Kokunun Satın Alma İhtiyacına İlişkin Normallik Analizi
SAİ-ORT İstatistik Std. Sapma
Çarpıklık -0.714 0.132
Basıklık 0.264 0.263
Tablo 4’de görüldüğü üzere Kokunun Satın Alma İhtiyacına ilişkin çarpıklık değeri -0.714 ve basıklık değeri
0.264’dür ve bu değerler -1,5 ile + 1,5 arasında dağılarak normal dağılım göstermiştir.
Tablo 5. Kokunun Anılara İlişkin Normallik Analizi
ANI-ORT İstatistik Std. Sapma
Çarpıklık -0.559 0.132
Basıklık -0.173 0.263
Tablo 5’de görüldüğü üzere Kokunun Anılara ilişkin çarpıklık -0.559 ve basıklık -0.173 değerleri
-1,5 ile + 1,5 arasında değer almıştır. Dolayısıyla analize ilişkin veriler normal dağılmıştır.
Gerçekleştirilen üç normallik analizine göre veriler normal dağılım göstermiştir ve ilgili analizler
gerçekleştirilebilir durumdadır.
Cronbach Alpha Katsayısı N of Items
.888 14
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2170 Journal of Business Research-Turk
Ortalama ve Standart Sapmalar
Katılımcıların, kokunun tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkisine ilişkin 14 adet önermeden
3’üne “katıldıkları” geri kalan 11 önerme karşısında “kararsız” kaldıkları görülmüştür. Katılımcıların
kokuya ilişkin algılarına yönelik önermeler Tablo 6’da detaylarıyla belirtilmiştir.
Tablo 6. Katılımcıların Kokuya İlişkin Algılarına Yönelik Önermeler
Önermeler Ort. Std. Sp.
Hedonik Tüketim
Satın alacağım ürünleri koklamak eğlencelidir. 3.2544 1.22159
Satın alma amacım olmasa bile ürünleri koklamak hoşuma gider. 2.8421 1.23425
İhtiyacım olmayan bir ürünü sırf kokusu hoşuma gittiğinden dolayı almışlığım
vardır/alabilirim. 2.8596 1.23638
Zaman zaman sırf güzel bir kokuyu duyacağımı bildiğim için belirli mekânlara gidip
mal veya hizmet satın alabilirim. 2.8070 1.10883
O gün alışveriş yapmayacaksam bile güzel kokan bir mağazaya girebilirim ve bu
ziyaret genellikle satın almayla sonuçlanır. 2.6579 1.12421
Satın alma İhtiyacı
Tüm ürün kategorilerinde ürünlerin kokularına dikkat ederek satın alırım. 3.1579 1.15318
Ürünün kokusu satın almamda önemli bir etkendir. 3.4649 1.11912
Benim için ürünün nasıl koktuğu satın alma sırasında oldukça önemlidir. 3.4737 1.19538
Fiyat, ambalaj, ergonomi gibi özellikler açısından beğendiğim bir ürün kötü
kokuyorsa veya hoş bir kokuya sahip değilse o ürünü almam. 3.5439 1.26635
Günlük alışverişlerimde (gıda ürünleri vs.) bile kokulu ürünler satın almayı tercih
ederim. 2.8596 1.20027
Kişisel bakım ürünleri satın alırken koku benim için çok önemlidir. 4.1053 1.19654
Anılar
Koku benim için önceki satın almalarımı hatırlatan güçlü bir unsurdur. 3.4123 1.05961
Bir ürünü satın alacağımda onun kokusunu da kolaylıkla duyumsayabilirim. 3.5175 1.03798
Satın alacağım ürünleri kokuları ile birlikte hatırlarım. 3.4211 1.20771
- Kesinlikle Katılmıyorum 2. Katılmıyorum 3. Kararsızım 4. Katılıyorum 5. Kesinlikle Katılıyorum
“Fiyat, ambalaj, ergonomi gibi özellikler açısından beğendiğim bir ürün kötü kokuyorsa veya hoş bir kokuya
sahip değilse o ürünü almam” önermesi 1.27’lik bir oranla en yüksek standart sapmaya sahip önermedir.
Kısaca katılımcıların bu önermeye verdikleri cevaplar arasında bir tutarlılık yoktur.
Ortalamalara genel olarak bakıldığında tüketiciler, satın alma kararlarını verirlerken kokudan etkilenip
etkilenmedikleri konusunda net bir görüş belirtememişlerdir. Fakat 4.11’lik ortalamayla katılımcıların çoğu
“Kişisel bakım ürünleri satın alırken koku benim için çok önemlidir” ifadesine katıldıklarını belirtmişlerdir.
Çoklu Regresyon Analizi
Çalışmanın bu kısmında bir bağımlı (koku) iki bağımsız (cinsiyet, gelir) değişken olduğundan dolayı
Kokunun Tüketici Satın Alma Davranışı Üzerinde Cinsiyet ve Gelir bazında etkili olup olmadığını
belirlemek için Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi gerçekleştirilmiştir. Regresyon analizinin yapılabilmesi
için gerekli olan temel varsayımlar (normallik analizi, faktör analizi vs.) sağlandığından regresyon analizinin
yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Analizin gerçekleştirilmesinde test edilen hipotezler şu
şekildedir:
Ho: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
H01: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde cinsiyet bazında herhangi bir etkisi yoktur.
H02: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde gelir bazında herhangi bir etkisi yoktur.
H1: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde etkisi vardır.
H11: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde cinsiyet bazında etkisi vardır.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2171 Journal of Business Research-Turk
H12: Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerinde gelir bazında etkisi vardır.
Tablo 7. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Korelasyon Tablosu
Korelasyonlar
Koku_ORT Cinsiyet Gelir
Pearson
Korelasyonu Koku_ORT 1.000 -.326 -.011
Cinsiyet -.326 1.000 .112
Gelir -.011 .112 1.000
Sig. (1-tailed) Koku_ORT .000 .420
Cinsiyet .000 .020
Gelir .420 .020
N Koku_ORT 342 342 342
Cinsiyet 342 342 342
Gelir 342 342 342
Korelasyonda bağımlı değişken (Koku_ORT)’un satırının bağımsız değişken (cinsiyet, gelir) sütunlarıyla
kesiştiği değerler olan -0.326 ve -0.011’in 0.700’den küçük olmasından dolayı çoklu doğrusallık sorunu
yoktur.
Tablo 8. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Katsayılar Tablosu (Doğrusallık İstatistikleri /VIF)
Katsayılara
Standartlaştırılmamış
Katsayılar
Standartlaştırılmış
Katsayılar Doğrusallık İstatistikleri
Model B Std. Hata Beta Tolerans VIF
1 (Sabit) 3.977 .155
Cinsiyet -.498 .078 -.329 .988 1.013
Gelir .012 .024 .026 .988 1.013
a. Bağımlı Değişken: Koku_ORT
Modele ilişkin Katsayılara tablosundaki VIF değerlerinin 2.5 ve altında olması gerekmektedir (Allison, 1999).
İncelenilen modelde VIF değerleri 1.013 ile 2.50’den küçük olduğundan dolayı herhangi bir çoklu
doğrusallık sorunu yoktur. Korelasyon ve Katsayılar tablolarına göre herhangi bir çoklu doğrusallık sorunu
olmadığına göre analize devam edilebilir.
Tablo 9. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Model Özeti Tablosu
Model Özeti
Model R R Kare Düzeltilmiş R Kare Tahmini Standart Hata
1 .327a .107 .102 .70843
a. Tahminleyiciler: (Sabit), Cinsiyet, Gelir
Modelde bağımsız değişkenlerin, bağımlı değişkendeki varyansın yüzde kaçını açıkladığını belirten değer
olan Düzeltilmiş R Kare değerine bakılır. Burada cinsiyet ve gelir modelin %10.2’sini açıklamaktadır.
Tablo 10. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin ANOVA Tablosu
ANOVAa
Model Kareler Toplamı df Ortalama Kare F Sig.
1 Regresyon
Artık
Toplam
78.698
168.846
247.544
1
310
311
78.698
.545
144.489 .000b
a. Bağımlı Değişken: Koku_ORT
b. Tahminleyiciler: (Sabit), Cinsiyet, Gelir
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2172 Journal of Business Research-Turk
ANOVA tablosundaki Sig.: 0.000 değeri modeldeki bağımsız değişkenlerden en az bir tanesinin bağımlı
değişken üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Hangisinin/hangilerinin etkili olduğunu görmek için
Katsayılar Tablosuna bakılmalıdır.
Tablo 11. Kokunun Hedonik Tüketimine İlişkin Katsayılar Tablosu (Önemli Değer)
Katsayılar a
Standartlaştırılmamış
Katsayılar
Standartlaştırılmış
Katsayılar t Sig.
Model B Std. Hata Beta
1 (Sabit) 3.977 .155
25.631 .000
-6.373 .000
Cinsiyet -.498 .078 -.329
Gelir .012 .024 .026 .499 .618
a. Bağımlı Değişken: Koku_ORT
Cinsiyete ilişkin Sig.: 0.000 değeri 0.05’den küçük olduğundan cinsiyetin tüketicilerin satın alma kararı
verirken koku üzerinde etkili bir faktör olduğunu göstermektedir. Ardından bakılması gereken “Beta”
değeri (-) bir değer (-0.329) aldığından erkeklerin kadınlara göre satın alma davranışı gerçekleştirirken
anlamlı derecede kokudan daha az etkilendiği görülmektedir. Kısaca kadınlar satın alma davranışlarında,
kokudan daha fazla etkilenmektedirler. Sonuç olarak “H11: Kokunun tüketici davranışı üzerinde cinsiyet
bazında etkisi vardır” hipotezi kabul edilmiştir.
Gelire ilişkin Sig: 0.618 olduğundan “B” değerine bakılmaksızın tüketicilerin satın alma kararı verirken koku
üzerinde gelir durumunun etkili olmadığı görülmektedir. Sonuç olarak “H02: Kokunun tüketici davranışı
üzerinde gelir bazında herhangi bir etkisi yoktur” hipotezi kabul edilmiştir.
Beta değerleri standardize değerlerdir. Bağımsız değişkendeki 1 br’lik standart sapma değişminin bağımlı
değişkende kaç br’lik artışa sebep olduğunu gösterir.
Modele göre cinsiyetteki 1 br’lik standart sapma değişimi tüketici davranışlarının kokuya göre
şekillenmesinde %32.9’luk bir standart sapma ile artışa sebep olur.
Elde edilen veriler doğrultusunda genel olarak katılımcıların satın alma davranışlarını gerçekleştirirlerken
kokudan etkilendikleri özellikle de kadınların erkeklere nazaran daha fazla etkilendiği gözlenmiştir.
Özellikle de kişisel bakım ürünleri satın alırken kokunun katılımcılar üzerindeki etkisinin yüksek olduğu
elde edilen bulgular arasındadır. Gelir bazında bakıldığında ise gelir farklılıklarının satın alma davranışı
gerçekleştirirken kokunun satın alma davranışları üzerinde bir etkisi olmadığı görülmektedir. Yapılan
literatür taramasında araştırmacılardan Belbağ ve Parıltı (2017) da cinsiyetin, mağaza içi atmosferik
unsurların satın alma davranışı üzerindeki etkisini etkilediğini fakat gelirin atmosferik unsurların satın alma
davranışı üzerindeki etkisini etkilemediği sonucuna ulaşmışlardır.
SONUÇ
İnsan hayatının devamı için büyük önem arz eden beş duyu, firma-müşteri ilişkilerinde de hayati
denilebilecek bir öneme sahiptir. Genelde duyu organlarından göze hitap edilerek görselliğin ön planda
tutulduğu pazarlama stratejilerini diğer duyu organları da -çok hızlı değişim gösteren müşteri istek ve
ihtiyaçları doğrultusunda- etkisi altına almıştır.
Bu duyulardan biri olan koku duyusu, müşterileri kimi zaman hatıralarına kimi zaman hayallerine
götürmekte kimi zaman da onlarda hoş duygular uyandırarak pazarlama için güçlü bir araç haline
dönüşmektedir. Bu pazarlama aracının doğru bir şekilde kullanılması, tüketicide olumsuz bir etkiye yol
açmadan etkin ve verimli yöntemlerle değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüketicilerin satın alma
davranışlarında kokunun doğru yerde doğru şekilde doğru miktarda kullanılması firmayı başarıya
götürürken aksi bir durumda bumerang etkisi yaratarak başarısızlığa sürükleyecektir.
Kokunun tüketiciler üzerinde beklenilen etkiyi oluşturup oluşturmadığını gözlemlemek amacıyla
gerçekleştirilen çalışmaya 144 kadın, 198 erkek katılımcı katılmıştır. 18-25 yaş aralığında yer alan
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2173 Journal of Business Research-Turk
katılımcıların, satın alma kararlarını verirlerken kokudan etkilenip etkilenmedikleri konusunda net bir görüş
belirtemediği fakat 4.11’lik ortalamayla çoğunluğunun “Kişisel bakım ürünleri satın alırken koku benim için çok
önemlidir” ifadesine katıldıkları görülmüştür. Katılımcılar ardından sırayla “Fiyat, ambalaj, ergonomi gibi
özellikler açısından beğendiğim bir ürün kötü kokuyorsa veya hoş bir kokuya sahip değilse o ürünü almam” ve “Bir
ürünü satın alacağımda onun kokusunu da kolaylıkla duyumsayabilirim” önermelerine de katıldıklarını ifade
etmişlerdir. Buradan genel olarak katılımcıların aslında satın alma davranışı gerçekleştirirken kokuyu
dikkate aldıkları görülmektedir.
Kokunun satın alma davranışı üzerindeki etkisine cinsiyetler açısından bakıldığında ise kadınların satın
alma davranışı gerçekleştirirken erkeklere nazaran kokuyu daha fazla dikkate aldığı görülmüştür.
Özetlemek gerekirse koku faktörü, tüketici satın alma davranışlarını cinsiyet bazında etkilerken gelir
bazında herhangi bir değişikliğe sebep olmamıştır.
Gerçekleştirilen çalışmada ürün ve ortam kokusu üzerinde durulmuştur. Katılımcılar için ürünün kokusu
gerek ürün tercihi gerekse anıların canlandırılması bağlamında çok önemlidir. Benzer bir çalışma
gerçekleştiren Lin (2014), kokuya duyarlı bireylerin ürün değerlendirmelerinde kokunun, olumlu
davranışsal tepkilere yol açtığını gözlemlemiştir.
Ortam kokusunun tüketici tepkilerinde, davranışlarında ve duygularında olumlu sonuçlar doğurduğunu
ifade eden; Gulas ve Bloch (1995), Blondeau ve Tran (2009), Doucé ve Janssens (2013), Madzharov vd. (2015),
Thomas (2015), Belbağ ve Parıltı (2017) ve Teller ve Dennis (2012)’in aksine Poon ve Grohman (2014) ile
Argan vd. (2018) ortam kokusunun tüketici davranışları üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını dile
getirmişlerdir. Gerçekleştirilen çalışmada ise katılımcılar ortam kokusunun, satın alma davranışlarını
gerçekleştirirlerken etkili olup olmadığı konusunda kararsız kalmışlardır. Buradan şu sonuca varılabilir:
katılımcılar belirli koşullar altında ortam kokusundan etkilenirken diğer koşullarda ortam kokusundan
etkilenmemektedirler.
Elde edilen veriler doğrultusunda pazarlamacıların, pazarlama stratejilerini geliştirirken ürün ve ortam
kokusunu mutlaka dikkate almaları gerekmektedir. Özellikle de kadınların bu konuda hassas olduğu
unutulmamalı, kadınlarda koku notaları daha fazla vurgulanmalıdır. Her ne kadar tüketiciler satın alma
kararı verirken kokudan önemli ölçüde etkilenseler de bu stratejiye doğru yerde, doğru zamanda, doğru
şekilde ve dozda başvurulmalıdır. Gereğinden fazla ve gereksiz koku kullanımı tüketicilerde bıkkınlık
yaratacaktır.
Koku pazarlaması alanında daha sonra gerçekleştirilecek olan çalışmalarda; tüketicilerin hangi koşullarda
ortam kokusundan etkilendiği hangi koşullarda ortam kokusundan etkilenmediklerine yönelik bir çalışma
gerçekleştirilebilir. Gerçekleştirilen çalışmada, ortam ve ürün kokusuna odaklanılmıştır. Daha sonra
gerçekleştirilecek olan benzer çalışmalarda; bireysel farklılıklar, marka/marka imajı oluşturma ve etik
konulara ilişkin önermeler de dâhil edilebilir. Son olarak farklı yaş grupları belirlenerek her bir yaş
grubunun tüketim davranışlarını gerçekleştirirken kokudan etkilenip etkilenmediği belirlenebilir.
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2174 Journal of Business Research-Turk
KAYNAKLAR
Albayrak, A. S. (2006). Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Ankara, Asil Yayın Dağıtım.
Allison, P. D. (1999). Multiple Regression: A Primer, USA Pine Forge Press.
Argan, M., Özgen, C. ve Koç, A. F. (2018). Futbol Seyircilerinin Duyusal Deneyimlerinin, Etkinlik Tatmini
Üzerindeki Etkisi, Pazarlama ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi, 22, 233-248.
Bayram, N. (2004). Sosyal Bilimlerde SPSS ile Veri Analizi, Bursa Ezgi Kitabevi.
Belbağ, G., A. ve Parıltı, N. (2017). Departmanlı Mağazalarda Atmosferin Tüketicilerin Demografik
Özelliklerine Göre İncelenmesi, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 19(2), 633-
654.
Blondeau, M. ve Tran, A. (2009). Scent Marketing: What Is The Impact on Stores in Umeå? Master Thesis in
Marketing, Sweden, Umeå School of Business.
Bradford, K. D. ve Desrochers, D. M. (2009). The Use of Scents to Influence Consumers: The Sense of Using
Scents to Make Cents, Journal of Business Ethics, 90, 141–153.
Butler, M. J. R. (2008). Neuromarketing and The Perception of Knowledge, Journal of Consumer Behaviour, 7,
415–419.
Demirtürk, H. (2016). Nöropazarlama Açısından Bilgilenmiş Kullanıcıların Karar Süreci Üzerinde Koku
Etkisinin Ölçümlenmesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Doğuş Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Ditoiu, M. C. ve Caruntu, A. L. (2014). Sensory Experiences Regarding Five-dimensional Brand Destination,
Social and Behavioral Sciences, 109, 301-306.
Doucé, L. ve Janssens, W. (2013). The Presence of a Pleasant Ambient Scent in a Fashion Store: The
Moderating Role of Shopping Motivation and Affect Intensity. Environment and Behavior, 45(2),
215–238
Düğer, Ç., Bağdat, H., Bilge, H. ve Ceylan, F. (2008). Koku Duyusu /Reseptör Hücreler, Sinirsel İletim, Ödev,
1-11 Fen Bilgisi Eğitim Ana Bilim Dalı, Ankara, Gazi Üniversitesi.
Ghosh, T. ve Sarkar, A. (2016). “To Feel A Place of Heaven”: Examining The Role of Sensory Reference Cues
and Capacity for İmagination in Destination Marketing, Journal of Travel & Tourism Marketing, 33, 25-
37.
Google Formlar, https://docs.google.com/forms (Erişim Tarihi: 03.04.2019).
Gulas, C. S. ve Bloch, P. H. (1995). Right Under Our Noses: Ambient Scent and Consumer Responses, Journal
of Business and Psychology,10(1).
Gürdin, B. (2018). Measuring The Cerebral Response to Anti-Smoking Television Advertisements with fNIRS
Device. Editors: H. Özüdoğru, M. Mulalic, T. Çetin, T. A. Jan, Economic and Social Studies, 287-300,
Riga, Lambert Academic Publishing.
Haşıloğlu, S. B., Baran, T. ve Aydın, O. (2015). Pazarlama Araştırmalarındaki Potansiyel Problemlere Yönelik
Bir Araştırma: Kolayda Örnekleme ve Sıklık İfadeli Ölçek Maddeleri, Pamukkale İşletme ve Bilişim
Yönetimi Dergisi, 2(1), 19-28.
Henshaw, V., Medway, D., Warnaby, G. ve Perkins, C. (2016). Marketing The ‘City of Smells’, Marketing
Theory, 16(2), 153–170.
Hulten, B., Broweus, N. ve Dijk M. (2009). Sensory Marketing, London, Palgrave Macmillan.
Hinestroza, N. B. ve James, P.T.J (2014). The Effects of Sensory Marketing on The Implementation of
Fast-Food Marketing Campaigns. Journal of Management & Marketing Research, 14(1), 1-11.
Jaw A. (2019). Why Scent Marketing? https://www.ahlaajaw.com/scentmarketing.html (Erişim Tarihi:
16.07.2019).
B. Gürdin 11/3 (2019) 2160-2175
İşletme Araştırmaları Dergisi 2175 Journal of Business Research-Turk
Krishna, A. (2012). An Integrative Review of Sensory Marketing: Engaging The Senses to Affect Perception,
Judgment and Behavior, Journal of Consumer Psychology, 22, 332–351.
Krishna, A ve Schwarz, N. (2014). Sensory Marketing, Embodiment, and Grounded Cognition: A Review
and Introduction, Journal of Consumer Psychology, 24(2), 159–168.
Lin, M.-H. (2014). Individual Differences in The Impact of Odorinduced Emotions on Consumer Behavior, Graduate
Theses and Dissertations, , USA, Iowa State University.
Lee, N., Broderic, A.J. ve Chamberlain, L. (2007). What is ‘Neuromarketing’? A Discussion and Agenda for
Future Research, International Journal of Psychophysiology, 63, 199-204.
Lindstrom, M. (2009). Buy-OLOGY, Truth and Lies Why We Buy? Doubleday Pressed.
Madzharov, A. V., Block, L. G. ve Morrin, M. (2015). The Cool Scent of Power: Effects of Ambient Scent on
Consumer Preferences and Choice Behavior, Journal of Marketing. 79, 83–96.
Maiwald, D., Ahuvia, A., Ivens, B. S. Philipp ve Rauschnabel, A. (2013). The Hijacking Effect of Ambient
Scent, Marketing Review St Gallen, 50-59.
Morrin, C. (2011). Neuromarketing: The New Science of Consumer Behavior, Society, 48(2), 131-135.
Poon, T. ve Grohman, B. (2014). Spatial Density and Ambient Scent: Effects on Consumer Anxiety, American
Journal of Business, 29(1), 76-94.
Raz, C., Piper, D., Haller, N., Nicod, H., Dusart, N. ve Giboreau, A. (2008). From Sensory Marketing to
Sensory Design: How to Drive Formulation Using Consumers’ Input? Food Quality and Preference, 19,
719-726.
Senior, C. ve Lee, N. (2008). Editorial A Manifesto for Neuromarketing Science, Journal of Consumer Behaviour,
7, 263–271
Sezer, S. (2017). Öğrenci Bakışı ile Karacabey Meslek Yüksekokulu’nun Sosyokültürel ve Ekonomik
Katkısının Değerlendirilmesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 8(17), 70-82.
Suhonen, T. ve Tengwall, J. (2009). Branding in The Air: A Study About The Impact of Sensory Marketing,
Bachelor Thesis within Business Administration, Sweden. Jönköping International Business School.
Tabachnick, B.G. ve Fidell, L.S. (2013). Using Multivariate Statistics, (sixth ed.), Boston, Pearson.
Tarcyzdlo, B. (2014). Scents and Elements of Aroma Marketing in Building of an Appropriate Brand Image.
Knowledge, Economy and Society / Managing Organizations: Concepts and Their Applications,
97-107, Poland, Cracow University of Economics.
Teller, C. ve Denis, C. (2012). The Effect of Ambient Scent on Consumers’ Perception, Emotions, and
Behaviour: A Critical Review, Journal of Marketing Management, 28, 14–36.
Thomas, J. (2015). Scentsational Marketing in Business: A Study of Scent Atmospherics, Undergraduate Honors
Theses, USA, East Tennessee State University.
Wikipedia, The Free Encyclopedia. (2019). https://en.wikipedia.org/wiki/Olfactory_bulb. (Erişim Tarihi:
14.07.2019).
Wilson, R. M., Gaines, J. ve Hill, R.P. (2008). Neuromarketing and Consumer Free Will, The Journal of
Consumer Affairs, 42(3), 389-410.
Yıldırgan, R. ve Zengin, B. (2014). Turizm Ürünlerinin Pazarlanmasında Fiziksel Kanıt Stratejileri, Bilgi
Sosyal Bilimler Dergisi, 2, 69-83.
Yorulmazel, A. (2017). Individual Differences in Olfactory Information: The Need for Smell Scale. İstanbul Bilgi
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.